Kuram ve düşünce dergisi Notlar 13. sayısıyla yayın hayatına veda etti.
TÜM SAYILARIMIZI PDF OLARAK BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ.
Son sayının sunuş yazısı:
Bir Veda Havası
Türkiye'ye dair ne kadar kaygımız varsa, insana dair de aynı kaygıları taşıyoruz. İnsana dair kaygılarımız elbette düşünceye de bir kaygı kapısı aralıyor. Sonra kaygılarımızın bize gösterdiği bir gerçeği fark ediyoruz: Hep birlikte adına farklı kavramlar uyduracağımız bir halin elinde yoğrulup duruyoruz. Bir sarmalın içerisindeyiz, bir parantezin içerisinde. Bir adım öteye veya beriye doğru yol alamıyoruz. Bu çıkmaza dönüşen sınırlar bizi tüketmiyor, yeniden biçimlendiriyor, bir üretim ağına ve mekanizmasına eklemliyor. Ortaya çıkan herkes kendi dünyasının kahramanı, ancak sonrası muamma olan hikâyeler. Kendisini dev aynasında görenlerin, ahlak abidesi olarak kabul edenlerin, vicdan manzumesi olarak kendi kendilerine inananların dünyasındayız. Cümlenin başı kendisiyle başlayan cümlenin sonu yine kendisiyle biten bir halin elindeyiz. Bir klişeye dönüşen farketmek, farkındalık gibi kelimeleri eskittikçe, tutunacağımız kavramlar ve anlamlar da eriyip gidiyor. Bir yere demir atmalıyız, kendi ruhumuzun en temiz limanına; bir yerde durmalıyız, düşüncenin en samimi duldasına; yaşadığımız dünyaya ve insanlığa dair bir şey demeliyiz ve yapmalıyız, tutarlılıkla örülmüş ahlaki tavrın eteklerine tutunmalıyız.
Zaman geçiyor, kuyusunu kazanların, cümleleri birbirine boca edenlerin, öfke ile ideali, kariyer ile siyaseti, karakter ile ideolojiyi, pragmatizm ile davacılığı, faydacılık ile ilkeli olmayı, hilekarlıkla inançlı olmayı çoğu kez iç içe geçirip aralarındaki sarkaca tutunuyoruz. Hangi konuyu kendi dünyamızla ilişkilendireceksek, bir ilke, ahlak, değer, tutarlılık vs. üzerinden hareket etmek durumundayız. Kendisi için dünya nimetlerini, türlü faydayı meşru görmek mevzi kaybının temelinde yatan en büyük etkendir. Meşrulaştırma günaha, yanlışa, kötüye daha fazla yol açmaktadır. Oysa bunun evvelinde ilke, erdem, ahlak gibi değerler davranışı şekillendiren, düşünceyi tavında üretime sevk eden etkenler olarak meşrulaştırmanın öncesinde yer alırlar. Bu etkenlerin etkin olmadığı süreçlerin yaşanması ile geçilen meşrulaştırma muhakemesi ve muhasebesi anlam kazanmayacak, var olan durum ne ise artık ona bir meşruluk zemini inşası kaygısı olacaktır.
Notlar tüm bu kaygılarla, bu geri dönüşlerin, geri bakışların, köksüzleşmenin karşısında bir derinlikli anlam arayışının adresi olma çabasını ortaya koymaktan başka bir şey yapmadı beş yıldır. Beş yıldır, samimi ve dürüst bir düşünce adresi olma çabasını ortaya koyduk. Sadece bir şeye odaklandık, o zaten olmayan, gözden kaçırılan, ihmal edilen, üstüne türlü kılıflar örtülen bir şeydi: Düşünce. Bizim anlam arayışımıza araçlık eden ve zemin sağlayan Notlar dergisi, beş yıldır samimi, dürüst, tutarlı, hamasetten uzak bir düşünce adresi olma çabasında ısrar etti. Bu ısrarı sürdürme adına, Hz. Mevlâna’nın “Yeni şeyler söylemek lazım” ilkesinden ilham alarak, dergimizin kurucu ekibiyle birlikte bir değerlendirme yaptık ve Notlar’ın yayın hayatına son verdik. Bidayeti olan her şeyin bir nihayeti vardır. Hayatın kendisi, uzun bir yolculuğun kısa süren bir dinlenme istasyonu değil midir zaten?
Dergimizin ilk sayısından itibaren bizimle birlikte olan, her türlü katkıyı sunan tüm dostlarımıza, özellikle editöryal ekibimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. İyi bir iş yaptık, güzel sonuçlar elde ettik. En büyük kazancımız da dergimizde yazı hayatına başlayan genç arkadaşlarımızı Türk düşünce hayatına kazandırmak oldu. Ankara dışında İstanbul ve diğer illerde dergimiz için çabalayan, dağıtım için gayret eden temsilcilerimize de teşekkür etmek isteriz. Ve en özel teşekkürü hak eden okuyucularımıza bu güzel yolculukta bizleri yalnız bırakmadıkları için şükranlarımızı sunuyoruz.