Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

     

    Mevlana, bizi bir yere davet eder; “FENA” bir yerdir burası. Burası, kullukla asla değişilmeyecek hürriyet yurdudur. Burası, insanın sevgilisiyle bir bütün olduğu, varlığını sevgilisine armağan ettiği aşk mabedidir. Burası, ne dinin ne de aklın kalmadığı, sonu olmayan sarhoşluk halidir. Burası, terk etmeyen sevgiliyle buluşma mekânıdır. Burası insanın iradesiyle Allah’ın iradesinin bütünleştiği noktadır:

    Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

    Yakıcı güzelliği başına dert olmuş, evlenip yuva kurmak isteyen Seval, geçmişine sünger çekmek istemektedir. Kendisine yeni bir hayat kurmak için tayinini İstanbul'dan Ankara'ya çıkaran Celal'in yolu Seval'le birleşir. Seval'in çalıştığı kurumda, ona hayran olan ve onu her an izleyen Cemal için Seval'in kaderi, Tanrı'yı anlamanın bir yoluna dönüşür. Gizem ve Elif'le yapılan Postmodern buluşmaların yanına eklenen, bazen hayal, bazen rüya, bazen de gerçeğin birbirine girdiği ilişkilerle şekillenen bu hayatı izleyen bir kişi daha vardır: Kemal.

    Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

    Yerlilik, siyasete ve ideolojik yönelimlere bağlı olarak zaman zaman gündeme gelip tartışılsa da kavramın kendisine bakış neredeyse yok gibidir. Yerlilik kavramı ilk önce toprak merkezli bir yorumlamaya tabi tutulmuş, sonrasında giderek sağ/muhafazakâr çerçevede değerlendirilmiştir. Yerliliğin hamasetten arındırılmış, kavramsal yönünü merkeze alan teorik temellendirilmesi bu kitapla yapıldı.

    Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

    Bu kitap, Allah Rasulü'nün ilkin "oku" emrini aldıktan sonra belli bir süre Vahyin gelmeyişi karşısında Mekke'deki eviyle Hira Mağarası arasındaki gidiş gelişlerindeki telaşı andırır bir telaşla Modern dünyanın kültürel saldırısını göğüslemek adına evinden çıkan fakat Hira'sını bulamayan, geri dönüşünde de büsbütün evinin yolunu kaybeden Modern İslâmcı Düşüncenin, Batı'nın Hz. İsa'ya arkadan saldırmasıyla parçaladığı varlık gömleğini kırk yama halinde felsefe ve bilim papazlarının sırtında görücüye çıkarmasından sonra bu gömleğe duyduğu hayranlığı gizleyemeyip fakat yine de Batı'ya duyduğu muhalefet sâikiyle ve bir panikle gömleği sırtına ters geçirmesindeki tuhaflık bir tarafa; Gazâlî eşiğine benzer ama daha karmaşık bir eşikte kalakalan kadîm İslâm Düşüncesini yeni bir dil ve üslupla yeniden insanlığın gündemine taşımayı amaçlayan yazıların bir kısmını muhtevi bir arayış denemesi olarak kaleme alındı.
    (Tanıtım Bülteninden)

     

    Search